5 Şubat 2011 Cumartesi

Pazarlamanın 5 Sırrı

1’inci sır: Yaygın kanının tersine, pazarlama bütün mesleklerin en soylularından biridir. Pazarlamanın, adi ve basit bir şey olduğu fikrini kabul etmeyin.
Müşterilerinize, onların yaşamlarını güzelleştiren ve kolaylaştıran ürünler ve hizmetler sunduğunuzun farkında olun. Ürününüzün, müşteriye sunduğu özel değeri aklınızdan hiç çıkarmayın. İnsanlara sizin ürününüzden söz ettirecek nedenleri bulup çıkarmakta size yardım edecek olan şey o ürünün değerinin yaratacağı heyecandır.

Müşterinin, sizin ürününüze sahip olmakla çok şanslı olduğunu, ona bir değer sunduğunuzu, ürününüzü satmakla müşteriye bir iyilikte bulunduğunuzu, müşterinin de o ürünü satın almakla (size değil) kendisine bir iyilikte bulunduğunu sürekli anımsayın. Ürününüzde, insanları gerçekten ondan söz etmeye götürecek ilginçliğin ne olduğunu düşünün. Ağızdan ağza iletişimi hızlandıracak bu gibi uyarıcılardan elinizde bol bol bulunmasını sağlayın.

2’inci sırPazarlama, sizin hedefinize (müşterinize) yaptığınız bir şey değildir; müşteriye sunulan bir hizmettir.

Pazarlamaya, müşteriye yaptığınız bir şeymiş gibi yaklaşmayın. Bu, sizin müşteriniz için yaptığınız bir şeydir. “Hedefler ve çok satanlar” açısından düşünmeyin. Bu tutum, olsa olsa gürültünün düzeyini bir iki çentik yükseltir ama büyük ölçüde örseleyici, müdahaleci ve bağırgan kampanyalara yol açar.

Pazarlamanın ürün(ler) satmak olmadığını anlayın. Pazarlama, sizin ürününüzü satın alması için müşterinize hizmet sunma yoluyla müşteriler kazanma ve onları elinizde tutma işidir. Ürününüzü kolay ve yalın bir seçim durumuna getirerek müşterilerin onu almalarını sağlayın. Kendinize hizmet eden özellikleri vurgulamayın; bunun yerine, gerçekten fark yaratan gerçek üstünlükleri -insanların söz edecekleri yararları- vurgulayın.

Yalnızca ucuzluk kampanyası değil, ucuzluk yapın. Daha da iyisi, bir ilişki bağı kurun.

3’üncü sır: Müşterinizin en iyi kararı vermesine yardım etmek demek, o müşteri için elinizde en iyi ürünün bulunması demektir.

Ürününüzü bu kadar harika kılan şeyle duygusal ilişkiye girin. Müşterinizin, başkalarıyla konuşma ve o ürünü alma arzusu duyması gerekir. Siz kendiniz şevk duymuyorsanız, arzu ve heves yaratacak kıvılcımı yakamazsınız. İnsanlar, başkalarıyla her şeyden çok, bir tür duygusal ilişki kurdukları şeyler hakkında konuşurlar.

4’üncü sır: Dürüst pazarlama, yalnızca olanaklı olmakla kalmaz, aynı zamanda pazarda üstünlüğü sürdürebilmenin tek yoludur. Ürününüzün, gerçekten üstün olan yanlarını en çok göze batacak biçimde -ama dürüstçe- büyütün, boyutlandırın ve vurgulayın.

Düşük düzeyde -hatta ’Ben de aynıyım’ eşdeğerliğinde- bir ürüne razı olmayın. Ürününüzü, en çok sayıda insana, açık seçik bir avantaj getirecek biçimde tanıtın.

Herhangi bir şey, herhangi bir zaman, herhangi bir yer konusunda -özellikle de ürününüzle ilgili olarak- gerçeği gölgelemeyin. Ürününüz hakkında -gerçeğin üstünü birazcık örterek bile olsa- yalan söylediğinizde, düzmece dünyasına girmiş olursunuz. Zihniniz, verilere bağlı kalmak yerine birtakım şeyler uydurmaya başlar. Ağızdan ağza pazarlama zincirinin sürdürülebilir olması için ürününüzün söylendiği gibi -hatta söylendiğinden daha da iyi- sonuç vermesi gerekir.

5’ inci sır: İster inanın, ister inanmayın, aslında sizin ürününüzü doğru insanlar satın almak istemektedir. İşe insanları ikna etmeye çalışmakla başlamayın. Direneceklerdir.

Çok değerli bir fırsat sunma tutumundan yola çıkın. Bunu başarmak için birtakım zihin oyunları yapmak zorunda kalıyorsanız, büyük olasılıkla ürününüz ve o ürünü sunuşunuz üzerinde biraz daha çalışmanız gerekecektir.

İnsanlar, ürününüzün sağlayacağı yararı gerçekten istiyorlarsa, sizin yapmanız gereken şeyin, yalnızca onların bunu görmelerine yardım etmek olduğunu anlayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder