23 Mayıs 2011 Pazartesi

İmaj Yönetimi

Katıldığım eğitimde kendimiz ve başkaları tarafından nasıl algılandığımız olarak açıklamıştı İnfonet Genel Müdürü Taner Özdeş imajı. Ve 3 boyuta sahip olduğundan. Bunlardan birincisi; Öz imaj - kendimizi nasıl gördüğümüz, ikincisi; Algılanan İmaj - başkalarının bizi nasıl gördüğü ve son olarak; İdeal İmaj - kendimizi nasıl görmek ve başkalarına nasıl göstermek istediğimizdir. 


İnsanların arkamızdan konuşmasını engelleme gibi lüksümüz yoktur, fakat bu konuşmaların olumlu veya olumsuz yönde gitmesini belirleyebiliriz. Bunun için algılanan imajı hep pozitifte tutmalı, ideal imajı ise hep yükseğe çıkarmalıyız. Olduğumuzdan daha iyisi olabileceğimize inanmalı ve göstermeliyiz. 


Kısaca kişisel imaj sizin resminizdir. Genlerinizden gelen şeyleri değiştiremezsiniz, huy ve mizaç gibi fakat giyimin de imaj konusundaki olumlu katkısı tartışılamaz. Ve unutmayın iyi giyinmek sizi daha iyi kılar. İyi görünmek; öncelikli olarak özgüveni arttırır ve dolayısıyla öz imaj oluşturur, sonrasında ilişkileri geliştirir, performansı arttırır.


Kişisel imaj oluştururken dikkat edilmesi gereken tek şey tabi ki görünüm değildir, bunun dışında beden dilini kullanmayı bilmek ve iletişim tarzı (konuşma, dinleme, düşünme ve sunum) kişisel imaj oluştururken dikkat edilmesi gereken kavramlardır. Birisiyle tanıştığınızda, iş toplantısı veya arkadaş toplantısı farketmez, göz teması, mimik kontrolü -gülümsemek-, el sıkışmak ilk izlenim için çok önemli faktörlerdir. Tabi bunları yaparken kendinize duyduğunuz özgüven...


Ve son olarak da imajımızı oturtmak ve profesyonel etkiyi bırakabilmek için;
Yeterlik: Şunları analiz etmek yararlı olacaktır. Hangi konuda üstünsünüz? Hangi konuda iyisiniz? Hangi konuyu az çok becerebilirsiniz? En çok ağırlık vermeniz gereken alan üstünlük taşıdığınız alandır.
Güvenirlik: İşi yapabilecek görünmek. Uzmanlık alanınızın gerektirdiği dili ve terimleri doğru kullanıyor musunuz? Bunu şaşırtmak, kafa karıştırmaktan ziyade bilgilendirmek amacıyla mı kullanıyorsunuz?
Denetim: Duyguların, huyların ve gözyaşlarının denetlenmesi. Öfkenizi sergilerseniz bir özgüven yoksunluğunu açığa vurur, başkalarının size duyduğu güveni yitirirsiniz.
Özgüven: Özgüven insanların içinden gelir ve kendini dışarıda gösterir. Dik durmak, rahat nefes alıp vermek özgüvenin fizyolojik işaretleridir.
Tutarlık: Bir imajın etkili olabilmesi için tutarlı olması gerekir.

20 Mayıs 2011 Cuma

ETİ İle Küçük Mutluluklar Vol. II

Daha önce bahsettiğim, sürpriz etkinliklerinin ilkini Mersin'e tonlarca gerçek kar yağdırarak gerçekleştiren ETİ Mutluluk Gönüllüleri'nin ikinci durağı İstanbul oldu.


Sokak şarkısı kılığına giren Mazhar Alanson, Tünel Meydanı'nda gitarı ile şarkı söylemeye başladı.  Bir süre Mazhar Alanson'un şarkı söylediğini farketmeden yoldan geçenler oldu. Fakat çok geçmeden sokak şarkıcısının Mazhar Alanson olduğunu anlayarak ona eşlik etmeye başladılar ve ETİ Mutluluk Gönüllüleri'nin de ortaya çıkmasıyla coşku daha da arttı.





Tünel Meydanı'nda İstanbullularla buluşan Mazhar Alanson: "ETİ'nin 50 yılına tanık olmuş biri olarak, bu ekibin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum." dedi ve ETİ'nin 50. Yılına özel sürpriz etkinliklerin tüm yıl boyunca devam edeceğini belirten Alanson, "Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleşecek sürprizleri ben de sizler gibi merak ediyorum, ama şundan eminim ki yine insanların hayatına mutluluk katacak sürpriz projeler olacaktır." diye ekledi.




ETİ Mutluluk Gönüllüleri, ilerleyen günlerde de yepyeni sürprizleriyle Türkiye'nin dört bir yanını dolaşarak, beklenmedik anlarda karşımıza çıkacaklar.

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Şirket ve Marka İsmi Seçmek

İlk başta şirketi kur, şirkete isim bul. Ürün veya hizmet piyasaya sun, ona isim bul, markanı oluştur. Peki nasıl bir isim seçmeliyim, ürün veya hizmetimle nasıl bağlantı kurabilirim, çağrışımı nasıl sağlarım? 


Öncelikle araştırmalardan bahsedelim, marka ismi seçerken her ülkenin ilk harf için seçimi değişkenlik gösteriyor. Mesela ABD'de C ve S harfleri daha çok tercih edilirken Türkiye'de marka isimleri S-Ş, T ve A harfleri ile başlıyor.   


Peki şirket ve marka ismi seçerken hangi kriterleri göz önünde bulundurmalıyız?
-İlk olarak hatırlanma olasılığı yüksek ve anlamlı bir isim olmalı.
-İkinci kriter ise, seçilen ismin başka bir şirket veya markayı çağrıştırmaması.
-Ve son olarak, başka bir dilde uygunsuz anlamı olan bir isim olmaması gerekiyor.


Marka ismi seçimi o kadar önemli ki, isimleri belirlemek için şirket içi çalışma birimleri kuruluyor, reklam ajansları bunun için özel çalışmalar yürütüyor, şirketler marka danışmanlarının yardımını alıyor. Bazı şirketler de çalışanları yada müşterileri arasında marka ismi belirlemek için yarışmalar düzenliyor.


Farklı ülkeler ve farklı diller, kültürel zenginlik anlamına geliyor. Yerel markalarda isim konusunda çok fazla sorun yaşanmazken, dünya markası olmayı hedefleyen markaların isim seçerken oldukça dikkatli olmaları gerekiyor. Marka isimleri kültürle bağlantılıdır fakat pazarda daha tarafsız isimlerle bulunmak gerekiyor, bu nedenle Japonlar, kendi dillerinde zor söylenen isimlerini değiştirip Panasonic, Fuji gibi isimler seçtiler.


Şirket ve marka ismini belirledikten sonra sıra sloganlara geliyor :) Daha önce unutulmayan ve başarılı slogan örneklerini, nasıl ortaya çıktıklarını anlatmıştım, konuyu biraz daha detaya indirerek önümüzdeki günlerde tekrar buluşmak üzere...

17 Mayıs 2011 Salı

Colgate

Bir başka gerilla pazarlama örneği de Colgate'den. Hem de Colgate, çocukları diş fırçalamaya teşvik etmek için, çok tüketildiğinde diş çürümesine yol açan dondurma ve şekerden faydalanmış. 


Colgate bedava dağıttığı ürünlerin içerisine birer mesaj yerleştirmiş. Dondurma ve şeker bittiğinde tahtadan bir diş fırçası çıkıyor ve üzerinde "Unutma" yazıyor. 



Bir diğer kampanyası ise yetişkinlere yönelik şekilde düzenlenmiş ve pizza kutuları ele geçirilmiş.


İki çalışmada da mesaj aktarımı oldukça başarılı. Colgate bu iki çalışmasıyla hem çocukların hem de yetişkinlerin hafızasında ironik ve kalıcı bir iz bırakıyor.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Kişisel Marka Olmak

Kişisel markalaşma aslında sizin kendinizi, başkalarının sizi tanımlamasından önce tanımlamanızdır diye bir yazı gördüm ve neden bu konuya daha önce değinmediğimi sordum kendime, sanırım artık vakti geldi :) 


Kişisel marka aslında günümüze ait bir kavramdır ve bizi geleceğe taşımayı sağlar ve kişilerin kendilerini daha görünür, dışarıdan daha fark edilir olmasını sağlar.


Kişisel marka yaratırken, karşınızdakinin algılarını kolaylıkla şekillendirebilirsiniz, bunun için de güçlü yönlerinizi, değerlerinizi, hedeflerinizi ve kişiliğinizi anlaşılır bir şekilde ortaya koymak yeterlidir. 


Kişisel Marka Olabilmek İçin;


Kural 1: Uzmanlaşma - Bir konuda çok bilgili, çok güçlü ya da çok yetenekli olmaktan bahsediyorum. Mükemmel bir kişisel marka bir konuya, alana konsantre olmalıdır.


Kural 2: Liderlik - Konsantre olduğunuz konuda kişisel marka olmak demek, diğerlerinin sizi o uzmanlık alanının lideri şeklinde algılamasıdır. Liderlik algısı mükemmellik, pozisyon ve bilinilirliği de beraberinde getirecektir.


Kural 3: Kişisellik - Kişiliğinizi marka için değiştiremezsiniz. Yeni bir şey yaratmaya çalıştığınızda mutlaka bir yerlerde açık verip marka imajınızı zedelersiniz. Kendiniz olmayı bırakmayın.


Kural 4: Farklılık - Rakiplerinizden farklı olmak zorundasınız. Ortalama olmak kimsenin dikkatini çekmez, farklı olmayan fark edilemez. Farklılıklarınız, markanızın diğerlerinin zihninde algılanması için en temel araç olacaktır.


Kural 5: Görünürlük - Başarılı bir kişisel marka sürekli göz önünde olmalıdır. Göz önünde olduğunuzda, diğerlerine göre daha çok tercih edildiğiniz algısını doğurursunuz. 


Kural 6: Birlik - Çizeceğiniz marka imajının düşünce, hareket, giyim ve tarzınızla desteklenmesi gerekir. Bu birlik bozulduğunda marka imajı için vermeye çalıştığınız mesaj kirlenecektir.


Kural 7: Devamlılık - Kişisel markaların yaratılması yıllar sürer, bir anda olabilecek bir şey değildir. Bu yüzden asla bırakmayın, değiştirmeye çalışmayın, sabırlı olun.

15 Mayıs 2011 Pazar

Volkswagen BlueMotion

Ve bir gerilla pazarlama (guerilla marketing) örneği daha. Daha önceki yazılarımı okumayanlar için kısaca gerilla pazarlamadan bahsetmek istiyorum. 


Gerilla pazarlama, alışılmışın dışında taktiklerle ve beklenmeyen yerlerde, zamanlarda yürütülen pazarlama kampanyalarına verilen isimdir. Ayrıca gerilla pazarlama bir kerelik bir aktivite değil bir süreçtir.


DDB Berlin, Almanya tarafından hazırlanan çok başarılı bir tanıtım kampanyası gördüm. Fikir kriz zamanlarında müşterilerin tasarruf etmeyi daha çok önemsedikleri mantığıyla ortaya çıkmış. Kampanyada, 50 ve 100 Euro banknotların üzerine birer damga ile bir Volkwagen BlueMotion ile kaç kilometre yol gidebilecekleri basılmış. Aynı zamanda paranın üzerindeki Avrupa haritası üzerinde de bu mesafe gösteriliyor. 


Örneğin 50 Euroluk banknotların üzerinde: 
"Golf BlueMotion ile 980 km sadece 50 Euro, www.bluemotion.de yazıyor.

3 hafta ve damgalanan 5.000 banknottan sonra kampanya 50.000 kişiye ulaşıyor ve sitenin tıklanma oranı %14 artıyor. 

14 Mayıs 2011 Cumartesi

We are Turkish Airlines...We are Globally Yours..





Türk Hava Yolları kurulduğu 1933 yılından bu yana Türkiye'nin ulusal hava yolu şirketi ünvanını başarıyla taşımaktadır. THY'nin merkezi Atatürk Havalimanı'ndadır. Uçuş ağı Avrupa, Orta Doğu, Uzak Doğu, Kuzey Afrika, Kuzey ve Güney Amerika'ya ulaşmakta, 42 iç hat ve 139 dış hat olmak üzere toplamda 181 noktaya uçuş düzenlemektedir. En çok uçuş ağı bulunan hava yolları listesinde Avrupa'da 3., tüm dünyada ise 8. sırada yer almaktadır. 


THY ayrıca Skytrax tarafından dünyanın en iyi ekonomi sınıfı yemek hizmeti veren ve Avrupa'nın en hızlı büyüyen hava yolu şirketi seçilmiştir. 2010 yılı verilerine göre Avrupa'nın 3. büyük hava yolu, Güney Avrupa'nın ise en büyük hava yolu şirketidir. ATW (Air Transport World) tarafından da 2010 Yılı Dünya Havacılık Sektörü Liderliği Ödülü'ne layık görüşmüştür. Peki THY bunlar için büyüme stratejileri doğrultusunda neleri kullandı? Nasıl reklamlar yaptı? Nasıl yayıldı?


THY dünya futbol devleri ile de sponsorluk anlaşmaları gerçekleştirmiş ve adını dünyaya daha çok duyurmayı başarmıştır. Bunlar arasında FC Barcelona, Manchester United, Shaktar Donetsk futbol klüpleri sayılabilir. Bu sözleşmeler ile futbol klüplerinin resmi havayolu taşıyıcısı olmuştur. 


Ayrıca ülkemizde Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un, Yunanistan basketbol liginden Maroussi B.C'nin de sponsorudur. Ayrıca Avrupa Basketbol Ligine de sponsor olarak Turkish Airlines Euroleauge adı verilmiştir. 

THY'nin bir başka reklam filmi klasiğide ünlü isimlerle çalışması. Kobe Bryant, Caroline Wozniacki, Youssou N2Dour, Kıvanç Tatlıtuğ, Kevin Costner





Ve son olarakda 1993'ten 2011'e
 

Kampanyalar ve Getirdikleri

Arçelik, 2010 boyunca 200'ün üzerinde kampanyaya imza attı. Bankacılıkta HSBC 650, Garanti Bonus 360 kampanya düzenledi. Otomotivde Hyundai 16 kampanya düzenlerken diğer oyuncular da her ay farklı indirimlerle tüketicinin karşısına çıktı. Özetle 2010, krizden ürken tüketicinin kazanılma yılıydı. İşte bu nedenle bazı şirketler, yılın neredeyse tamamını kampanyayla geçirdi. Hedeflere ise ulaşıldı. Öyle ki Vatan Bilgisayar gibi bazı şirketler, satışlarını yüzde 600 oranında arttırdı. Uzmanlar, satışları arttırmak için kampanyaların kullanılmasını destekliyor. Ancak markanın itibarına ve değer erozyonu riskine çok dikkat edilmesi gerektiği konusunda ise şirketleri uyarıyor.


İşte Başarılı Kampanyanın 7 Sırrı:
1. Tüketicinizi iyi tanıyın. Hangi müşteri, hangi fiyattan satın almaya hazır iyi belirleyin.
2. Markanızın kimliğiyle ve şirket stratejinizle uyumlu kampanya kararları verin.
3. İndirimleri sadece satış ekiplerinin işi olarak görmeyin.
4. Müşterinin ilgi duyacağı promosyonlar düzenleyin.
5. Hangi ürünün kampanyalı olacağına iyi karar verin.
6. Kampanyaları beklenti olmaktan çıkarmak için aynı dönemlerde düzenlemeyin.
7. Kampanyalarınızı rakiplerinizden farklılaştırın, mümkün olduğunca özel kılın.


Peki Başarılı Kampanyalar Ne Kazandırıyor?



-Satış Artışı : İndirimlerin, şirketlerin satışına yaptığı katkı tartışılmaz. Rakamlar da bu reçetenin her zaman işe yaradığını ispatlıyor.  
Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan, "Tüm yıla yayılan kampanyalarda yüzde 30-200 arası artış olurken yüzde 25 indirim kampanyasında yüzde 600 artış yaşadık. Daha geniş kitlelere ulaşabiliyoruz." dedi.


-Yeni Müşteri
Hyundai Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Ağaççıoğlu, "Bu tip çalışmalarla ürün bilinirliğimiz artıyor, pazara daha fazla nüfuz ediyoruz." diye konuşuyor. 
Goldaş CEO'su Sedat Yalınkaya, "Kampanyalar, satışlarımızı artırdığı gibi müşteri kitlemizi de büyütüyor, bize yeni ve sadık müşteriler kazandırıyor." diyor.


-Çapraz Satış
Indesit Company'nin Pazarlama Müdürü Elif Tercan ise başka bir avantaja dikkat çekiyor: "Bir üründe yapılan kampanya, mutlaka satış noktasındaki trafiği arttırdığı için diğer ürünlerin de satışını kolaylaştırıyor. 'Çapraz Satış' olarak adlandırdığımız bu fırsatı değerlendiriyoruz." 
Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Neylan Süer de ona katılıyor: "Kampanyalar, yeni tüketicilere ulaşmamız açısından önemli."


-Pazar Payı
Profilo dayanıklı Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Bahriye Bayrak Tavukçuoğlu ise pazar paylarına etkisini anlatıyor: "Yoğun rekabetçi bir pazarda, pazar payımızı arttırabilirsek bunu başarılı satış kampanyalarımıza borçluyuz. Satış adetlerimiz geçen yıla göre yüzde 35 arttı."


-Tüketici İletişimi


Vestel Pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gül Yücel'in görüşleri şöyle: "Artık markalaşmanın parametreleri tüketici odaklı olmaktan geçiyor. Üstelik tüketici promosyonları takip ediyor. Ürün-fiyat yönetimi, merkezinde tüketicinin ihtiyaçları olan bir ilişki yönetimine dönüştü. Biz de 2010'da tüketiciyle iletişimimizi tüm dünyaya yaydık."

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Reklamın İyisi Kötüsü Olmaz (Mı?)

Uzmanlar 118 li numaraların yeni bir sektör yaratacağını , geniş bir istihdam sağlayacağını ve giderek büyüyeceğini bekliyorlardı fakat reklamlarının bu kadar ses getireceği ve konuşulacağı kimsenin aklına gelmemişti.
10, 18, 32, 33, 42, 55, 80 ve daha karşımıza çıkacak olan niceleri. 


Giderek kızışan pazardaki reklam filmlerinin büyük  bir çoğunluğunun "eğlenceli jingle'lar" üzerine yoğunlaştığı sektörde markaların kimi zaman ünlü yüzlerle, kimi zaman ünlü seslerle, kimi zaman da ünü bu reklamlar vasıtasıyla kazanan isimlerle çalışmayı tercih ettiğini görüyoruz. Kimi markalar da reklamda "jingle" yerine bir "slogan" ile ortaya çıkmayı tercih ediyor. 


Çoğu kişinin eleştirisine maruz kalan bu reklamlara rağmen 118'li numaralar gayet revaçta. Mesela sosyal medyada 11833 reklamını beğenmeyenlerin oranı %54 imiş. Fakat aynı araştırmada yer alan konuşma analizine göre 11833 rakiplerine göre açık ara farkla öndeymiş. Reklamın kısa zaman düşünülünce kötüsü olmuyormuş, fakat bu liderliği koruyabilecekler mi, uzun dönem ele alındığında kötü reklam diye bir şey var mıymış bunu da zaman gösterecek.


Tepki alan 118'li reklamlardan bir kaçı: (Artık saçınızı mı yolarsınız yoksa arar reklamın kötüsü olmaz mı dersiniz, onu da siz bilirsiniz)


11833

11818

11880

11810

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Eve Giren Ürünler

Bu defa gerçekten benim için de uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya devam ediyorum. Geçen haftalarda aslında pazarlama gündemi de baya yoğundu, internet yasakları hakkındaki haberlerden dolayı. Ama bu konuya daha sonra başka bir yazımda değinmek istiyorum. 


Asıl bahsetmek istediğim bugün "Çevre Dostu Askılar" ve "Doğa Dostu Kalem". İkisi de gerçekten çok başarılı çalışmalar, teki reklam amaçlı düzenlenen bir kampanya olsa da bu şekilde evlerimize girmesi gayet memnuniyet verici bir durum. 


Şimdi "Çevre Dostu Askılar" ile ilgili bir yazı paylaşmak istiyorum: 
Türkiye'de bir ilke imza atarak, "outdoor ve indoor'da ölçümlenebilir" ilk mecra olan Security Gates'i reklam sektörüne kazandıran Maji Network, ölçümlenebilir bir diğer mecrası olan "Çevre Dostu Askı" projesi ile fark yaratmaya devam ediyor. Ekolojik doğal ortamın ve çevrenin her geçen gün tahrip edildiği, küresel ısınmayla dünya ikliminin bozulduğu ve çevre kirliliğinin insan sağlığını hızla tehdit ettiği günümüz dünyasında Maji Network, plastik askıların doğaya verdiği zararı minimuma indirmeyi amaçlayarak %100 doğal malzemeden üretilen "Çevre Dostu Askı" projesi ile markaları tüketicileri ile buluşturuyor. Maji Network, "Çevre Dostu Askı" projesi ile reklam verenlere yapacakları reklam çalışmasında istedikleri bölge ve semtlerde tüketiciye evinde ulaşma fırsatının yanı sıra sosyal sorumluluk bilinci oluşturma faydası da sağlıyor.
Bu projeyi şu ana kadar kullanan firmalar arasında Türk Telekom & TEPE Güvenlik ve Microsoft Türkiye de yer alıyor.

Bir diğer bahsetmek istediğim ürün ise Steppen firması tarafından üretilen ve 2010 İyi Tasarım Ödülü'nün sahibi doğa dostu kalemler. Steppen, Göknar ve Erguvan ismini verdiği ödül kazanan kalem serisi ile hem "biodegradable - compostable" (biyolojik olarak tamamen bozunabilen ve gübreleşebilen) özellikli bioplastik hem de geri dönüştürülmüş malzeme kullanarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi. Bu ürünün burun, buton ve klipsi bioplastik (mısır nişastasından elde edilen), gövdesi ise geri dönüştürülmüş kağıttan üretiliyor. Mürekkep içeriğinde hiçbir ağır metal ve zehirli madde içermeyen üründe, baskı için de halojensiz mürekkep kullanılıyor. Doğada %90'ı bir ile üç yıl arasında çözünen kalemin bioplastik parçaları gübreleşerek ekolojik çeşitliliğe yarar sağlıyor.

Aynı zamanda Ladin ve Karaçam serilerinin içeriğindeki tohum haznesi ile de ağaçlandırmaya destek veriyor. (Yaşamı Destekleyen Ürünler Serisi)